Anne baba olarak çocuğumuza davranış biçimimiz nedir?
Her toplum kendi içinde birçok aile yapısını oluşturur. Her çocuğun yetiştirilme şekli farklıdır. Çocuğun karakterini belirleyen önemli faktörlerin başında anne babanın davranış şekli gelir. Nedir peki bu davranış şekilleri, nasıl belirler çocukların kişiliklerini?
Çocuk doğup dünyaya gözlerini açtığında etrafında gördüğü kişiler genellikle anne ve babasıdır. Çocuğun karakteristik özelliklerinin neredeyse çoğunun tamamlandığı 7 yaşına kadarki olan süreçte en fazla zaman geçirdiği, rol model aldığı, hayatı öğrendiği, doğruyu gördüğü kişilerde ebeveynleridir. Kişinin başarısı, mutluluğu, sorumluluk sahibi olması, problemleri çözme yeteneği ve şekli, insan ilişkileri yüksek oranda aile yapısıyla ilgilidir. Kısacası bir çocuğun yetişkin olup kendi ailesini kurduğunda kendi çocuğuna gösterdiği davranış bile anne-babasının ona sergilediği tutumlarla doğrudan ilişkilidir. Peki bu tutumlar nelerdir?En çok rastlanan ebeveyn tutumlardan biri otoriter ve baskıcı anne baba tutumudur. Bu aile yapısında çocuk kararlara ve kurallara uymakla yükümlüdür. Anne baba ile çocuk arasında görünmez bir duvar olmakla birlikte duygusallık olabildiğince devre dışıdır. Ebeveyn çoğu zaman cezalandırma yöntemini kullanır.Çocuğun hayatıyla ilgili kararların tamamını anne babası verir. Dolayısıyla çocuk tek başına karar veremez hale gelir. Bu durum çocukta özgüven problemini ortaya çıkarır.
Karşımıza çıkan bir diğer tutum ise Aşırı Hoşgörülü anne baba tutumudur. Gösterilen bu tutum otoriter tutumunun ters örneğidir. Burada anne ve baba kararları çocuğa göre verir. Ailede çocuk etkindir. Çocuk istediği şekilde davranmakta özgürdür. Seçimlerini kendi yapar, sınırlama veya cezalandırma yoktur. Bu davranış türü ilk bakıldığı zaman ideal bir tutum olarak görülse de öyle değildir. Çocuk aşırı hoşgörülü olan anne ve babasına karşı kendini çoğu zaman yalnız hissetmektedir. Ailesinin ona olan hoşgörüsünü değersizlik olarak içselleştirebilir, yetişkin hayatında da bunun getirdiği olumsuz özellikleri taşıyabilir. Bu tutumla büyüyen birey; etrafında başka birine ihtiyaç duymayarak ve istediği her şeyi elde edebileceğine inanarak hayatına devam eder. Buda kibirli bir kişilik özelliğini oluşturur.
Çocuklar anne babalar için hayattaki en değerli varlıktır. Hiçbir anne baba evladına zarar gelmesini istemez, onları olabilecek kötü durumlardan korumak için uğraşır. Aşırı koruyucu anne baba tutumu geliştiren ebeveynlerde bu durum yaşam şekline dönüşür. Çocuğun ödevini dahi anne baba yapar. Çocuğa fırsat tanınmaz, sürekli kontrol altında tutulur. Çocuğun kimlerle arkadaşlık yapacağına, nerede ne kadar vakit geçireceğine bile ebeveyn karar verir. Otoriter ve baskıcı anne baba tutumundan bir farkı ise duyguların ön planda olmasıdır. Ebeveyn çocuğu olumsuzluklardan, kötü kararlardan uzak tutmak ister. Çocuk düşeceği sırada anne veya babasının onu tutacağını bilir. Bu aile yapısı içerisinde yetiştirilen bireyler ise ikili ilişkilerinde genellikle problem yaşamakta, anne ve babasından gördüğü davranış biçimini başkalarından da beklemektedir.
Yukarıda açıkladığımız ve örneklendirdiğimiz aile tutumları görüldüğü gibi olumsuz davranış biçimlerine neden olmaktadır. Ebeveynler olarak bizler olumlu davranış biçimini ortaya çıkarmak istiyorsak benimseyeceğimiz tutum ‘’hoşgörülü ve güven verici anne-baba tutumu’’ olmalıdır.
Hoşgörülü ve güven verici anne baba tutumu, çocuklarımızın üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğimiz bir davranış tutumudur. Ebeveyn çocuğun her koşulda yanındadır. Çocuk kendi hayatıyla ilgili kararlarını verirken anne-baba çocuğun yanında ona hem yol gösteren hem de çocuğun kararlarını destekleyen tutum sergiler. Çocuk anne babasından aldığı güvenle etrafına olumlu tepkilerde bulunup sağlıklı ilişkiler geliştirir. Özgüven bilinci aşılanmıştır.
Çocuğumuzun bilişsel, psikolojik hatta akademik olarak başarılı, mutlu bir birey olması için ona öncelikle hoşgörülü tavırla yaklaşmalı, güven vermeliyiz. Sağlıklı ilişkilerde güven ne kadar önemliyse anne-baba-çocuk üçgeninde de o kadar önemlidir. Çocuğumuz öncelikle onun hakkında vereceğimiz kararların doğruluğuna, onun için yapacağımız seçimleri onu mutlu edeceğine, her koşulda onun yanında olacağımıza inanmalıdır. Ve en önemli noktalardan biri ‘’onu her ne olursa olsun seveceğimize’’ inancı tam olmalıdır. Bu duygu ve düşünceleri çocuğa ne kadar geçirirsek bize karşı o kadar açık olmasını sağlamış oluruz. Çocuk ebeveyninin yanında hata yapmaktan korkmamalı, hata yaparsa bu hatayı ailesinin desteğiyledüzeltebileceğini bilmelidir. Unutmayın! Çocuklar bizim şekillendireceğimiz bir oyun hamuru ya da inşa edeceğimizbir lego değildir. Kendi hayatımızda yapmadığımız, yapamadıklarımızı çocuğumuzun hayatına dahil etmeye çalışmamız onlara sadece zarar verecektir. Bizler; onlara kendi kararlarını verebilmeyi, yanlış yapsalar dahi bu sonuçla baş edebilmeyi öğretmeliyiz. Bizim uygun gördüğümüz değil kendi yeteneğine göre yaşamında onu mutlu edebilecek ve kişilik özelliklerini tamamlayan mesleği seçmesi için ona destek olmalıyız. Sanat, müzik, spor ile ilgilenmesine sevinmeli eğer bu aktivitelerden hoşlanmıyorsa yapması için onu zorlamamalıyız.
Sonuç olarak çocuklar ailelerini yansıtır. Çocuğun sergilediği çoğu davranış anne ve babasından gördüğü davranışlardır. Bu sebeple birer ayna görevimiz olduğunu hatırlamalı, çocuğumuzda görmek istediğimiz tutumları öncelikle bizler sergilemeliyiz.
Büşra ARSLAN
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni
FACEBOOK YORUMLAR