Sındır'dan Gaziemir tepkisi
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir Gaziemir’deki radyoaktif atık dolu arazinin Türkiye'nin en büyük nükleer çöplüğü haline geldiğini belirterek, ''İzmir zehirleniyor ama iktidarın umurunda değil'' dedi.
12 Mayıs 2021 - 13:28
Kamil Okyay Sındır, yaptığı yazılı açıklamada, Gaziemir'deki nükleer atıkların İzmir'in göbeğinde hiçbir şey yokmuş gibi durduğunu, insanların ölüm saçan atıklarla içi içe yaşamak zorunda bırakıldığını belirtti. Öte yandan, 600 ton asbest ve radyoaktif madde barındıran ve hiçbir ülkenin kabul etmediği geminin sökülmek için Aliağa'ya getirildiğini vurgulayan Sındır, çevrenin, doğanın, İzmirli'lerin geleceği hiç umursanmadığını belirtti.
Gaziemir'de 14 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoaktif maddelerin temizlenmemesinin bir izahı olamayacağınıifade eden Sındır, açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:
''Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından 2007 yılında İzmir'in göbeğindeki bir kurşun döküm fabrikasının bahçesinde tam 100 ton nükleer atık tespit edildi. Bu tespitin üzerinden tam 14 yıl geçti. Bugün bölgede halen hiçbir güvenlik önlemi yok. Çocuklar boş arazide oyun oynuyor, aileler piknik yapıyor, koyunlar otlatılıyor, elini kolunu sallayan herkes alana girebiliyor. Ölüm saçan nükleer atıklar ve büyük miktarda ağır metaller İzmir'in göbeğinde hiçbir şey yokmuş gibi fabrika bahçesinde duruyor, insanlar ölüm saçan atıklarla içi içe yaşamak zorunda bırakılıyor. Çevremizin, doğamızın, İzmirlilerin geleceği hiç umursanmadan yok ediliyor, İzmir göz göre göre zehirleniyor. Bölgenin en kısa zamanda koruma altına alınması ve yerel ve merkezi kamu idarelerinden, üniversitelerden, meslek kuruluşlarından uzmanlar ve özellikle yerel halkın örgütlü yapılarından temsilcilerden oluşan bir komite kurularak bu meselenin ele alınması gerekiyor.''
Nükleer atıkların olduğu bölgede yaşayan vatandaşların zehir soluduğunu ifade eden Sındır, şöyle devam etti:
''Bölge halkının yanı sıra tüm İzmir tehlike altında. Zehirli atıklar toprak, hava ve yeraltı sularına karışarak ölüm saçıyor. Uzmanlar radyasyon yayılımının devam ettiği uyarısını sürekli olarak yineliyor. Yağışlı havalardan sonra oksitlenen atıklar nedeniyle toprağın için için yandığı ve nükleer atıkların hala aktif olduğu ısrarla dile getiriliyor. İzmir zehirleniyor ama iktidarın umurunda değil. Çevre Mühendisleri Odamız, TMOOB İzmir İl Koordinasyon Kurulumuz, demokratik kitle örgütlerimiz, duyarlı vatandaşlarımız ve bölge halkımız yıllardır bu atıkların kaldırılması için mücadele ediyor. İktidar aklın ve bilimin ışığında önlemler alarak bu nükleer atıkları şehrin göbeğinden kaldırmalı, bertaraf etmeli. Yoksa altından kalkılamaz büyük veballerle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.''
Nae Sao Paulo gemisinin sökülmek için İzmir'e getirilmesini de sert sözlerle eleştiren Sındır, açıklamasını şöyle tamamladı:
''600 ton asbest ve radyoaktif madde barındıran ve hiçbir ülkenin kabul etmediği gemiye izin verilerek sökülmek için Aliağa'ya getiriliyor. Asbest, ağır yağlar, ağır metaller ve radyoaktif maddeler barındırdığı söylenen, nükleer denemelerde kullanılan geminin sökülmek için Aliağa'mıza getirilmesine izin verilmesi İzmir'imizin zehirli atıklar merkezine dönüştürülmesi demektir. Daha önce karaya oturtulup kurallara uygun olmayan şekilde gemi sökümlerinin yapıldığını ve bu nedenle de çevreye çok miktarda asbest ve tehlikeli madde salınımı yapıldığını biliyoruz. Hiçbir ülkenin sınırlarına dahi sokmadığı bu geminin de Türkiye’de sökülmesine izin vermek halk sağlığını hiçe saymak, doğa katliamına razı olmak, ekolojik bir yıkıma sonuna kadar kapı aralamaktır. Nae Sao Paulo gemisine, Aliağa’mızı dünyanın çöplüğü haline dönüştürmenize izin vermeyeceğiz. Geleceğimizi, doğamızı yok etmenize rıza göstermeyeceğiz. Gözü dönmüş kar hırsınıza, gemiyi söken işçilerimizi, onların çocuklarını, ailelerini kurban ettirmeyeceğiz.''
Gaziemir'de 14 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoaktif maddelerin temizlenmemesinin bir izahı olamayacağınıifade eden Sındır, açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:
''Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından 2007 yılında İzmir'in göbeğindeki bir kurşun döküm fabrikasının bahçesinde tam 100 ton nükleer atık tespit edildi. Bu tespitin üzerinden tam 14 yıl geçti. Bugün bölgede halen hiçbir güvenlik önlemi yok. Çocuklar boş arazide oyun oynuyor, aileler piknik yapıyor, koyunlar otlatılıyor, elini kolunu sallayan herkes alana girebiliyor. Ölüm saçan nükleer atıklar ve büyük miktarda ağır metaller İzmir'in göbeğinde hiçbir şey yokmuş gibi fabrika bahçesinde duruyor, insanlar ölüm saçan atıklarla içi içe yaşamak zorunda bırakılıyor. Çevremizin, doğamızın, İzmirlilerin geleceği hiç umursanmadan yok ediliyor, İzmir göz göre göre zehirleniyor. Bölgenin en kısa zamanda koruma altına alınması ve yerel ve merkezi kamu idarelerinden, üniversitelerden, meslek kuruluşlarından uzmanlar ve özellikle yerel halkın örgütlü yapılarından temsilcilerden oluşan bir komite kurularak bu meselenin ele alınması gerekiyor.''
Nükleer atıkların olduğu bölgede yaşayan vatandaşların zehir soluduğunu ifade eden Sındır, şöyle devam etti:
''Bölge halkının yanı sıra tüm İzmir tehlike altında. Zehirli atıklar toprak, hava ve yeraltı sularına karışarak ölüm saçıyor. Uzmanlar radyasyon yayılımının devam ettiği uyarısını sürekli olarak yineliyor. Yağışlı havalardan sonra oksitlenen atıklar nedeniyle toprağın için için yandığı ve nükleer atıkların hala aktif olduğu ısrarla dile getiriliyor. İzmir zehirleniyor ama iktidarın umurunda değil. Çevre Mühendisleri Odamız, TMOOB İzmir İl Koordinasyon Kurulumuz, demokratik kitle örgütlerimiz, duyarlı vatandaşlarımız ve bölge halkımız yıllardır bu atıkların kaldırılması için mücadele ediyor. İktidar aklın ve bilimin ışığında önlemler alarak bu nükleer atıkları şehrin göbeğinden kaldırmalı, bertaraf etmeli. Yoksa altından kalkılamaz büyük veballerle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.''
Nae Sao Paulo gemisinin sökülmek için İzmir'e getirilmesini de sert sözlerle eleştiren Sındır, açıklamasını şöyle tamamladı:
''600 ton asbest ve radyoaktif madde barındıran ve hiçbir ülkenin kabul etmediği gemiye izin verilerek sökülmek için Aliağa'ya getiriliyor. Asbest, ağır yağlar, ağır metaller ve radyoaktif maddeler barındırdığı söylenen, nükleer denemelerde kullanılan geminin sökülmek için Aliağa'mıza getirilmesine izin verilmesi İzmir'imizin zehirli atıklar merkezine dönüştürülmesi demektir. Daha önce karaya oturtulup kurallara uygun olmayan şekilde gemi sökümlerinin yapıldığını ve bu nedenle de çevreye çok miktarda asbest ve tehlikeli madde salınımı yapıldığını biliyoruz. Hiçbir ülkenin sınırlarına dahi sokmadığı bu geminin de Türkiye’de sökülmesine izin vermek halk sağlığını hiçe saymak, doğa katliamına razı olmak, ekolojik bir yıkıma sonuna kadar kapı aralamaktır. Nae Sao Paulo gemisine, Aliağa’mızı dünyanın çöplüğü haline dönüştürmenize izin vermeyeceğiz. Geleceğimizi, doğamızı yok etmenize rıza göstermeyeceğiz. Gözü dönmüş kar hırsınıza, gemiyi söken işçilerimizi, onların çocuklarını, ailelerini kurban ettirmeyeceğiz.''
FACEBOOK YORUMLAR