Özel kadro skandalı
“İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ndeki kişiye özel kadro ilanı” skandalını Meclis gündeminde. CHP Milletvekili Av. Kılıç, konuyla ilgili hazırladığı yazılı soru önergesini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundu.
07 Haziran 2022 - 13:07
“Bilim yuvalarımız AKP’nin liyakatsiz kadrolarıyla doldu”
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, AKP iktidarları döneminde kişiye özel, firmaya özel çıkan ihale şartnamelerinin yanı sıra üniversitelerde kişiye özel kadro ilanlarının da arttığını; liyakatsiz, dost veya akraba ilişkileri kullanılarak kişilerin bu kadrolara yerleştirildiğini belirtti. 9 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle 12 Haziran 2018 tarihli ve 30449 sayılı Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne yeni bir madde eklendiğini belirten TBMM Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna göre, ilana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilememesi hüküm altına alınmıştır. Ancak bu yönetmelik değişikliğine rağmen uygulamada görüyoruz ki ‘aynı tas aynı hamam’ devam ediyor. Yükseköğretim Kurulu böyle bir karar almasına karşın, bilimsel eğitimin kalesi üniversitelerimizde liyakatten eser kalmadığını görmekteyiz. Liyakat her alanda önemlidir ancak eğitim alanındadaha da önemlidir. Bu alanda hata yapma lüksümüz yoktur. Ancak üzülerek söylüyorum ki AKP iktidarı dönemindeüniversitelerimiz maalesef rektörlerin, dekanların işsiz akrabalarına iş yaratma kurumu haline getirilmiştir. Bugün dünyanın en iyi üniversiteleri arasında ülkemizden üniversite yer almıyorsa bunun sorumlusu AKP iktidarı ve liyakatsiz kadrolarıdır.”
“İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü insanların aklıyla alay ediyor”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, 2019 yılında da benzer bir şekilde gündeme gelen İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü’nünverdiği bir akademik ilanla, yine birilerinin kayrıldığı, ahbap çavuş ilişkisiyle atamalar yapıldığı şüphesiniuyandırdığını kaydetti.
Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım bölümü için verilen akademik ilanda; “Radyo, Televizyon ve Sinema ve/veya Medya ve İletişim alanında lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birine, Sinema veya İletişim bilim alanlarından doçent unvanına sahip olmak.” kriterlerinden birini aramanın, kişiye özel verilen ilanın itirafı olduğunu vurgulayan Av. Sevda Erdan Kılıç, “Böyle bir kriter aramak insan aklıyla alay etmektir. YÖK’ün ve sorumlu kurumların derhal bu konuya el atması, 30449 sayılı Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne riayet edilmesi gerekmektedir.Kadro talep ve beklentileri, Anayasa ve yasalarımızda bulunan liyakat ve eşitlik ilkesine göre karşılanmalıdır.” dedi.
“Uzun yıllar kadrolarına atanamayan akademisyen sayısıarttı”
TBMM Divan Üyesi Av. Kılıç, açıklamasını şöyle tamamladı:
“AKP saflarında yer almayan, rektör veya üniversite yönetimiyle arası iyi olmayan akademisyenler doktor, doçent ve profesörlük unvanlarını hak etmiş olsa bile uzun yıllar kadrolarına atanamamaktadır. Bu akademisyenler maaş ve özlük haklarına ilişkin büyük kayıplar yaşamanın yanı sıra, bilimsel araştırmalarının da önüne engeller konulmaktadır. Üniversiteye; hak edeni değil de rektör, rektör yardımcısı, dekan veya bir siyasi yakınını akademisyen olarak alırsan o ortamda ne iş barışı olur ne de genç akademisyenlerin geleceğe dair bir umudu olur. Liyakatin olmadığı yerde bilim gelişmez,bilim gelişmezse ülke gelişmez. Üniversiteler ülkelerin lokomotifidir. Onlar ne kadar güçlü ve özgür ise ülke de o kadar güçlüdür. Yapılması gereken; akademisyenlere fırsat eşitliği içerisinde rekabet edecek ortamı yaratmak ve bilimsel gelişmelerin önünü açmaktır.”
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, AKP iktidarları döneminde kişiye özel, firmaya özel çıkan ihale şartnamelerinin yanı sıra üniversitelerde kişiye özel kadro ilanlarının da arttığını; liyakatsiz, dost veya akraba ilişkileri kullanılarak kişilerin bu kadrolara yerleştirildiğini belirtti. 9 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle 12 Haziran 2018 tarihli ve 30449 sayılı Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne yeni bir madde eklendiğini belirten TBMM Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna göre, ilana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilememesi hüküm altına alınmıştır. Ancak bu yönetmelik değişikliğine rağmen uygulamada görüyoruz ki ‘aynı tas aynı hamam’ devam ediyor. Yükseköğretim Kurulu böyle bir karar almasına karşın, bilimsel eğitimin kalesi üniversitelerimizde liyakatten eser kalmadığını görmekteyiz. Liyakat her alanda önemlidir ancak eğitim alanındadaha da önemlidir. Bu alanda hata yapma lüksümüz yoktur. Ancak üzülerek söylüyorum ki AKP iktidarı dönemindeüniversitelerimiz maalesef rektörlerin, dekanların işsiz akrabalarına iş yaratma kurumu haline getirilmiştir. Bugün dünyanın en iyi üniversiteleri arasında ülkemizden üniversite yer almıyorsa bunun sorumlusu AKP iktidarı ve liyakatsiz kadrolarıdır.”
“İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü insanların aklıyla alay ediyor”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, 2019 yılında da benzer bir şekilde gündeme gelen İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü’nünverdiği bir akademik ilanla, yine birilerinin kayrıldığı, ahbap çavuş ilişkisiyle atamalar yapıldığı şüphesiniuyandırdığını kaydetti.
Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım bölümü için verilen akademik ilanda; “Radyo, Televizyon ve Sinema ve/veya Medya ve İletişim alanında lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birine, Sinema veya İletişim bilim alanlarından doçent unvanına sahip olmak.” kriterlerinden birini aramanın, kişiye özel verilen ilanın itirafı olduğunu vurgulayan Av. Sevda Erdan Kılıç, “Böyle bir kriter aramak insan aklıyla alay etmektir. YÖK’ün ve sorumlu kurumların derhal bu konuya el atması, 30449 sayılı Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne riayet edilmesi gerekmektedir.Kadro talep ve beklentileri, Anayasa ve yasalarımızda bulunan liyakat ve eşitlik ilkesine göre karşılanmalıdır.” dedi.
“Uzun yıllar kadrolarına atanamayan akademisyen sayısıarttı”
TBMM Divan Üyesi Av. Kılıç, açıklamasını şöyle tamamladı:
“AKP saflarında yer almayan, rektör veya üniversite yönetimiyle arası iyi olmayan akademisyenler doktor, doçent ve profesörlük unvanlarını hak etmiş olsa bile uzun yıllar kadrolarına atanamamaktadır. Bu akademisyenler maaş ve özlük haklarına ilişkin büyük kayıplar yaşamanın yanı sıra, bilimsel araştırmalarının da önüne engeller konulmaktadır. Üniversiteye; hak edeni değil de rektör, rektör yardımcısı, dekan veya bir siyasi yakınını akademisyen olarak alırsan o ortamda ne iş barışı olur ne de genç akademisyenlerin geleceğe dair bir umudu olur. Liyakatin olmadığı yerde bilim gelişmez,bilim gelişmezse ülke gelişmez. Üniversiteler ülkelerin lokomotifidir. Onlar ne kadar güçlü ve özgür ise ülke de o kadar güçlüdür. Yapılması gereken; akademisyenlere fırsat eşitliği içerisinde rekabet edecek ortamı yaratmak ve bilimsel gelişmelerin önünü açmaktır.”
FACEBOOK YORUMLAR