Ediz Hun'dan ''Yaş dostu çevre'' söyleşisi
Karşıyaka Belediyesi tarafından 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla düzenlenen “İleri Yaş Etkinlikleri” kapsamında, Türk Sineması’nın büyük ustalarından Ediz Hun’un katılımıyla “Yaş Dostu Çevre” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi.
23 Mart 2022 - 07:46
Karşıyaka Zübeyde Hanım Nikah Sarayı’nda düzenlenen söyleşiye Karşıyakalı'lar yoğun ilgi gösterdi. Kendi yaşamından anılar ve anekdotlarla doğru yaş alma, beslenme ve sağlıklı bir yaşam için tavsiyelerde bulunan Ediz Hun, katılımcılara çevre konusunda da bilgi verdi.
-''Hedef: Her yaşta sağlıklı toplum''
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, ilçede yaşayan ileri yaştaki vatandaşlar için çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirterek şu bilgileri verdi:
''Pandemi sürecinin başında 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın birtakım kısıtlamalarla karşı karşıya olduğu dönemde onlarla temaslarımız oldu. O temaslarımızda insanların yaş aldıkça toplumun dışına itildiklerini fark ettim. Bu eksiği tamamlamak adına ayrı bir birim oluşturduk, bu birim insanların yaşları ilerledikçe onlara destek olmak amacıyla çalışmalar yapıyor. En büyük problemin onların yalnızlaşması olduğunu, yaşları ilerledikçe üretim mekanizmasında yer almadığını gördük. Hepimiz bu yaş alma işini yaşayacağız ama onu keyifle, üretkenlikle, sosyal yaşamdan kopmadan yaşama şansınız var. Bir de bunu kötü hissederek yaşayan insanlar var ve kimse bunu hak etmiyor. Hepimiz bu yaşamdan, ülkeden, toplumdan alacaklıyız. Biz belediye olarak sizlerin daha aktif yaşamı olsun istiyoruz ve bu konuda çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sizin mutlu ve sağlıklı olmanız için, yalnız olmamanız için elimizden geleni yapacağız. Hedefimiz her yaşta mutlu olan bir toplum.''
-''İzmir benim için önemli bir kent''
Açılış konuşmasının ardından Ediz Hun için hazırlanan kısa film gösterildi. Ediz Hun, İzmir’e yönelik anılarını ve duygularını paylaştı. İzmir’in çağdaş bir kent olduğunu vurgulayan Hun konuşmasında şunları söyledi:
''İzmir, benim hayatımda çok önemlidir. Annem Felsefe öğretmeniydi, 1932-1935 yıllarında İzmir Kız Lisesi’nde ders vermekteymiş, o günlerden resimler var. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, liseyi ziyaret etmiş, Kazım Dirik Paşa ve Hasan Ali Yücel de eşlik etmiş. Annem de onların yanında yer almış, evde böyle bir resim var. İzmir ile ilgili anıları annemden dinledim ve burayı çok sevdim; benim de İzmir’de çekilmiş çok fazla filmim var. İzmir çok medeni bir kent, verdiği oylardan belli. O nedenle İzmir benim için çok çok önemli bir kent. Ayrıca çağdaş insanların olduğu bir kent burası, bu yönüyle de çok seviyorum. ‘Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla bağışlayabiliriz. Gerçek trajedi eğitim almış yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır’ der Platon. İşte bize bu aydınlığı bağışlayan Ata’mızı saygıyla anıyoruz. Siyaset konuşmaktan hoşlanmam, seçim yaklaşıyor umarım Türkiye hak ettiği aydınlığa kavuşur.''
-''Sinema benim için her şey''
Sinema serüveninin nasıl başladığını katılımcılar ile paylaşan Hun, şöyle konuştu:
''Ben ilahi bir kudretin olduğuna çok inanırım ve bu kudret bizlere bir yol çiziyor. Almanya’da diş doktorluğu okurken 1963’te Türkiye’ye geldim, Büyükada’da oturuyoruz o zamanlar. Sabahattin Sürmeligil diye bir beyefendi ile tanıştım. Bana hiç sinemayı düşünüp düşünmediğimi sordu, iyi bir izleyici olduğumu söyledim. Tesadüfler karşıma çıkmıştı, kader ağlarını örüyordu. ‘Artist olmayı düşünmez misin’ diye sordu, git fotoğraf çektir dedi. Okuduğumu söyledim, arkadaşlık edinirsin deyince aklıma hemen kızlar geldi. Sonra gittim fotoğraf çektirdim ve gönderdim ama öyle kaldı, ilgilenmedim. Bana bir gün elemeyi geçtiniz diye bir mektup geldi. 1963’te sinemaya başladım, yüzün üzerinde filmde başrol oynadım, ilk filmim Genç Kızlar’dı. Kasım’da çekmiştik, Aralık’ta filmi izleyince kendimi hiç beğenmedim. Fakat şans… Hayatta şans çok önemli, film müthiş iş yaptı.1964 yılının Ocak ayında ikinci filmimi çektim ve serüvenim böyle başladı. Sinema bana disiplini, takdir edilmeyi bilmesini öğretti, sinema benim için her şey.''
-''Devam etmeliyiz''
Oslo ve Trondheim üniversitelerinde biyoloji ve çevre bilimleri fakültesinde eğitim aldığını dile getiren Hun, her yaşta çalışmanın ve azmin önemine dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
''1970'li yılların ikinci yarısında sinema farklı bir kulvara çekilmek istendi, ben de yeni evlenmiştim. Norveç’e o zaman gittik, ben çevre uzmanıyım, bölümümü de Norveç’te okudum. Bunu yaptığımda 35 yaşındaydım, burada azimden bahsetmeye çalışıyorum. Kaç yaşında olursak olalım özgüvenli ve cesur olmalıyız, kendimize hobi edinmeliyiz. Lütfen kendiniz için bunları yapın, düzenli beslenin, spor yapın, ne olur sözlerime güvenin. 79 yaşında tiyatro yapmaya başladım, şu an 62 sayfa var ezberimde. Her yaşta sağlığımız el verdiğince devam etmemiz lazım. Dünya nüfusu hızla artıyor ve dünyamız ısınıyor. Fazla kalabalığız ve fazlasıyla karbondioksit üretiyoruz. Dünya artık çevreye duyarlı olmak, çevreyi korumak zorunda.''
Hun, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevapladı.
Söyleşi sonunda Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, usta oyuncu Ediz Hun’a barışın simgesi zeytin fidanı ve plaket takdim etti.
-''Hedef: Her yaşta sağlıklı toplum''
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, ilçede yaşayan ileri yaştaki vatandaşlar için çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirterek şu bilgileri verdi:
''Pandemi sürecinin başında 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın birtakım kısıtlamalarla karşı karşıya olduğu dönemde onlarla temaslarımız oldu. O temaslarımızda insanların yaş aldıkça toplumun dışına itildiklerini fark ettim. Bu eksiği tamamlamak adına ayrı bir birim oluşturduk, bu birim insanların yaşları ilerledikçe onlara destek olmak amacıyla çalışmalar yapıyor. En büyük problemin onların yalnızlaşması olduğunu, yaşları ilerledikçe üretim mekanizmasında yer almadığını gördük. Hepimiz bu yaş alma işini yaşayacağız ama onu keyifle, üretkenlikle, sosyal yaşamdan kopmadan yaşama şansınız var. Bir de bunu kötü hissederek yaşayan insanlar var ve kimse bunu hak etmiyor. Hepimiz bu yaşamdan, ülkeden, toplumdan alacaklıyız. Biz belediye olarak sizlerin daha aktif yaşamı olsun istiyoruz ve bu konuda çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sizin mutlu ve sağlıklı olmanız için, yalnız olmamanız için elimizden geleni yapacağız. Hedefimiz her yaşta mutlu olan bir toplum.''
-''İzmir benim için önemli bir kent''
Açılış konuşmasının ardından Ediz Hun için hazırlanan kısa film gösterildi. Ediz Hun, İzmir’e yönelik anılarını ve duygularını paylaştı. İzmir’in çağdaş bir kent olduğunu vurgulayan Hun konuşmasında şunları söyledi:
''İzmir, benim hayatımda çok önemlidir. Annem Felsefe öğretmeniydi, 1932-1935 yıllarında İzmir Kız Lisesi’nde ders vermekteymiş, o günlerden resimler var. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, liseyi ziyaret etmiş, Kazım Dirik Paşa ve Hasan Ali Yücel de eşlik etmiş. Annem de onların yanında yer almış, evde böyle bir resim var. İzmir ile ilgili anıları annemden dinledim ve burayı çok sevdim; benim de İzmir’de çekilmiş çok fazla filmim var. İzmir çok medeni bir kent, verdiği oylardan belli. O nedenle İzmir benim için çok çok önemli bir kent. Ayrıca çağdaş insanların olduğu bir kent burası, bu yönüyle de çok seviyorum. ‘Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla bağışlayabiliriz. Gerçek trajedi eğitim almış yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır’ der Platon. İşte bize bu aydınlığı bağışlayan Ata’mızı saygıyla anıyoruz. Siyaset konuşmaktan hoşlanmam, seçim yaklaşıyor umarım Türkiye hak ettiği aydınlığa kavuşur.''
-''Sinema benim için her şey''
Sinema serüveninin nasıl başladığını katılımcılar ile paylaşan Hun, şöyle konuştu:
''Ben ilahi bir kudretin olduğuna çok inanırım ve bu kudret bizlere bir yol çiziyor. Almanya’da diş doktorluğu okurken 1963’te Türkiye’ye geldim, Büyükada’da oturuyoruz o zamanlar. Sabahattin Sürmeligil diye bir beyefendi ile tanıştım. Bana hiç sinemayı düşünüp düşünmediğimi sordu, iyi bir izleyici olduğumu söyledim. Tesadüfler karşıma çıkmıştı, kader ağlarını örüyordu. ‘Artist olmayı düşünmez misin’ diye sordu, git fotoğraf çektir dedi. Okuduğumu söyledim, arkadaşlık edinirsin deyince aklıma hemen kızlar geldi. Sonra gittim fotoğraf çektirdim ve gönderdim ama öyle kaldı, ilgilenmedim. Bana bir gün elemeyi geçtiniz diye bir mektup geldi. 1963’te sinemaya başladım, yüzün üzerinde filmde başrol oynadım, ilk filmim Genç Kızlar’dı. Kasım’da çekmiştik, Aralık’ta filmi izleyince kendimi hiç beğenmedim. Fakat şans… Hayatta şans çok önemli, film müthiş iş yaptı.1964 yılının Ocak ayında ikinci filmimi çektim ve serüvenim böyle başladı. Sinema bana disiplini, takdir edilmeyi bilmesini öğretti, sinema benim için her şey.''
-''Devam etmeliyiz''
Oslo ve Trondheim üniversitelerinde biyoloji ve çevre bilimleri fakültesinde eğitim aldığını dile getiren Hun, her yaşta çalışmanın ve azmin önemine dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
''1970'li yılların ikinci yarısında sinema farklı bir kulvara çekilmek istendi, ben de yeni evlenmiştim. Norveç’e o zaman gittik, ben çevre uzmanıyım, bölümümü de Norveç’te okudum. Bunu yaptığımda 35 yaşındaydım, burada azimden bahsetmeye çalışıyorum. Kaç yaşında olursak olalım özgüvenli ve cesur olmalıyız, kendimize hobi edinmeliyiz. Lütfen kendiniz için bunları yapın, düzenli beslenin, spor yapın, ne olur sözlerime güvenin. 79 yaşında tiyatro yapmaya başladım, şu an 62 sayfa var ezberimde. Her yaşta sağlığımız el verdiğince devam etmemiz lazım. Dünya nüfusu hızla artıyor ve dünyamız ısınıyor. Fazla kalabalığız ve fazlasıyla karbondioksit üretiyoruz. Dünya artık çevreye duyarlı olmak, çevreyi korumak zorunda.''
Hun, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevapladı.
Söyleşi sonunda Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, usta oyuncu Ediz Hun’a barışın simgesi zeytin fidanı ve plaket takdim etti.
FACEBOOK YORUMLAR