Çevre Bakanlığı'na asbestli gemi çağrısı
Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı dev savaş gemisinin, İzmir Aliağa'da planlanan söküm işlemine tepkiler büyüyor. İzmir Mimarlık Merkezi’nde meslek örgütleri tarafından düzenlenen basın toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Gemi ile ilgili bakanlığın yaptığı açıklamalar güven vermiyor. Çevreyi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan korumak çok üzücü bir tablo. Bakanlığı sağduyuya, basirete, çevre duyarlılığına davet ediyoruz” dedi.
27 Temmuz 2022 - 16:15
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo gemisinin Aliağa'da söküm işlemine onay verilmesine İzmir karşı çıkıyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası dev savaş gemisinin kente gelmesine karşı çıkmak amacıyla İzmir Mimarlık Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katıldı.
-''Bakanlığın açıklaması güven vermiyor''
Başkan Tunç Soyer toplantıda, “Bu hikayenin iki başlığı var. Birincisi geminin kendisi, diğeri de Aliağa’daki söküm tesisleri... Gemi ile ilgili bakanlığın yaptığı açıklamalar güven vermiyor: 'Gemiyi gezdiririz, geldiğinde herkes görsün'. Geminin tehlikeli atık envanterini çıkaran firma, girilemeyen yerler olduğunu söylüyor. Biz neyi göreceğiz? Geminin ikizi Hindistan tarafından kabul edilmedi. Hindistan'ın geri gönderdiği gemiyi biz neden, nasıl alıyoruz? Güven vermeyen, şaibeli ve kafa karıştıran bir açıklama ile süreç yürüyor” dedi.
-“22 işletmeden 8’i AB normlarına uygun”
Başkan Soyer, Aliağa'da gemi söküm uygulamalarının 40 yıldır devam ettiğini anımsatarak “Burada 22 işletme var ve sadece 8'i Avrupa Birliği normlarına uygun işletme yapıyor. Yani yüzde 2'sinin neye göre işlem yaptığı belirsiz. Bu firmalara ÇED muafiyeti tanınmış. Biz bir mandıra açarken ÇED olumlu raporu almak zorundayız. Ama binlerce tonluk gemi sökülen bir yerde firmaların ÇED mevzuatına tabi olmadığını görüyoruz. Her iki başlıkta da mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
-“Çevreyi bakanlıktan korumak çok üzücü”
Bakanlığın kararının yanlış olduğunu ifade eden Başkan Soyer, şöyle konuştu:
''Seferihisar’da orkinos çiftliklerine karşı mücadele ederken bana ‘Ne yapıyorsun sen?’ diye sorarlardı. Ben de ‘Çevreyi, Çevre Bakanlığı’ndan koruma çalışıyorum’ derdim. Bundan gurur duymuyoruz. Çevreyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan korumak çok üzücü bir tablo. Bakanlığı sağduyuya, basirete, çevre duyarlılığına davet ediyoruz. Bu kentin, bu memleketin çevresine, doğasına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizimle birlikte aynı kaygıyı taşımaya davet ediyoruz. Biz şeffaf, İzmirlinin rahatlıkla göreceği, kabul edeceği ve içine sineceği bir süreç izlenmesini istiyoruz.''
Başkan Soyer sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ben şahsen de bu şehrin bir vatandaşı olarak kişisel dava sürecini de başlatmayı düşünüyorum. Tüm İzmirlileri de bu dava sürecine katılmaya davet ediyorum. İzmirlilerin içi rahat olsun, bu kent sahipsiz değil. Hep birlikte İzmir’i korumaya, sahip çıkmaya devam edeceğiz. İzmir’de bu duyarlılığı taşıyan herkesi, bu mücadeleyi büyütmeye ve bunun bir parçası olmaya davet ediyoruz.”
-“Bir sivil itaatsizliğe ihtiyaç var”
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ise hukuk yoluyla beraber sivil itaatsizliğe de ihtiyaç olduğunu vurgulayarak “Çünkü görüyoruz ki limana yanaşan, orada bir kez demir atan gemi sökülüyor. Sökülmesin istiyorsak bu kez daha kararlı, daha büyük bir mücadele ihtiyaç var. Bir sivil itaatsizliğe ihtiyaç var. Bu yalnızca İzmir’in sorunu değil” dedi.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Serhat Tanyeri de süreci takip ettiklerini belirterek, “Burası denetlenemiyor. Aslında en büyük sıkıntı denetlenememesi ve sürecin doğru şekilde yönetilmemesi. Buradaki atıklar tehlikeli maddeler içeriyor. Bunların kontrolünün yapılması için de denetlenmesi şart” diye konuştu.
-“Bakanlık çevre politikalarını gözden geçirmeli”
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak geminin insan sağlığını ciddi şekilde etkileyeceğinin altını çizerek “İnsan sağlığına, burada çalışan insanların sağlığına olumsuz etkiler yapacak pek çok maddenin atıklarla birlikte ülkemize gireceğini görüyoruz. Bakanlığın atık politikası ile çevre politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Henüz yola çıkmayan bu geminin bütün envanterinin şeffaf bir şekilde kamuoyunda paylaşılması gerekiyor” dedi.
-“Geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli”
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir ise şunları söyledi:
“Ülkemizin Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesini kabul etmiyoruz. Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza cevap verilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli.”
-''Bakanlığın açıklaması güven vermiyor''
Başkan Tunç Soyer toplantıda, “Bu hikayenin iki başlığı var. Birincisi geminin kendisi, diğeri de Aliağa’daki söküm tesisleri... Gemi ile ilgili bakanlığın yaptığı açıklamalar güven vermiyor: 'Gemiyi gezdiririz, geldiğinde herkes görsün'. Geminin tehlikeli atık envanterini çıkaran firma, girilemeyen yerler olduğunu söylüyor. Biz neyi göreceğiz? Geminin ikizi Hindistan tarafından kabul edilmedi. Hindistan'ın geri gönderdiği gemiyi biz neden, nasıl alıyoruz? Güven vermeyen, şaibeli ve kafa karıştıran bir açıklama ile süreç yürüyor” dedi.
-“22 işletmeden 8’i AB normlarına uygun”
Başkan Soyer, Aliağa'da gemi söküm uygulamalarının 40 yıldır devam ettiğini anımsatarak “Burada 22 işletme var ve sadece 8'i Avrupa Birliği normlarına uygun işletme yapıyor. Yani yüzde 2'sinin neye göre işlem yaptığı belirsiz. Bu firmalara ÇED muafiyeti tanınmış. Biz bir mandıra açarken ÇED olumlu raporu almak zorundayız. Ama binlerce tonluk gemi sökülen bir yerde firmaların ÇED mevzuatına tabi olmadığını görüyoruz. Her iki başlıkta da mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
-“Çevreyi bakanlıktan korumak çok üzücü”
Bakanlığın kararının yanlış olduğunu ifade eden Başkan Soyer, şöyle konuştu:
''Seferihisar’da orkinos çiftliklerine karşı mücadele ederken bana ‘Ne yapıyorsun sen?’ diye sorarlardı. Ben de ‘Çevreyi, Çevre Bakanlığı’ndan koruma çalışıyorum’ derdim. Bundan gurur duymuyoruz. Çevreyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan korumak çok üzücü bir tablo. Bakanlığı sağduyuya, basirete, çevre duyarlılığına davet ediyoruz. Bu kentin, bu memleketin çevresine, doğasına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizimle birlikte aynı kaygıyı taşımaya davet ediyoruz. Biz şeffaf, İzmirlinin rahatlıkla göreceği, kabul edeceği ve içine sineceği bir süreç izlenmesini istiyoruz.''
Başkan Soyer sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ben şahsen de bu şehrin bir vatandaşı olarak kişisel dava sürecini de başlatmayı düşünüyorum. Tüm İzmirlileri de bu dava sürecine katılmaya davet ediyorum. İzmirlilerin içi rahat olsun, bu kent sahipsiz değil. Hep birlikte İzmir’i korumaya, sahip çıkmaya devam edeceğiz. İzmir’de bu duyarlılığı taşıyan herkesi, bu mücadeleyi büyütmeye ve bunun bir parçası olmaya davet ediyoruz.”
-“Bir sivil itaatsizliğe ihtiyaç var”
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ise hukuk yoluyla beraber sivil itaatsizliğe de ihtiyaç olduğunu vurgulayarak “Çünkü görüyoruz ki limana yanaşan, orada bir kez demir atan gemi sökülüyor. Sökülmesin istiyorsak bu kez daha kararlı, daha büyük bir mücadele ihtiyaç var. Bir sivil itaatsizliğe ihtiyaç var. Bu yalnızca İzmir’in sorunu değil” dedi.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Serhat Tanyeri de süreci takip ettiklerini belirterek, “Burası denetlenemiyor. Aslında en büyük sıkıntı denetlenememesi ve sürecin doğru şekilde yönetilmemesi. Buradaki atıklar tehlikeli maddeler içeriyor. Bunların kontrolünün yapılması için de denetlenmesi şart” diye konuştu.
-“Bakanlık çevre politikalarını gözden geçirmeli”
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak geminin insan sağlığını ciddi şekilde etkileyeceğinin altını çizerek “İnsan sağlığına, burada çalışan insanların sağlığına olumsuz etkiler yapacak pek çok maddenin atıklarla birlikte ülkemize gireceğini görüyoruz. Bakanlığın atık politikası ile çevre politikasını yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Henüz yola çıkmayan bu geminin bütün envanterinin şeffaf bir şekilde kamuoyunda paylaşılması gerekiyor” dedi.
-“Geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli”
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir ise şunları söyledi:
“Ülkemizin Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesini kabul etmiyoruz. Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza cevap verilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli.”
FACEBOOK YORUMLAR