"Atıl OSB'ler ekonomiye kazandırılmalı"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Selçuk Sarıyar, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde yaptığı konuşmada, üniversite-sanayi işbirliği, internet altyapısı ve yeşil dönüşüm hareketlendirilmezse kalkınmanın sağlanamayacağını söyledi
16 Mart 2023 - 17:31
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, devam ediyor. “Vicdana Davet” temasıyla başlayan ikinci günün sunumlarından birini de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Selçuk Sarıyar yaptı.
Şehir ekonomilerinin olmazsa olmaz 4 temel prensibini belirleyen İBB Başkan Vekili Selçuk Sarıyar, bunları; ihracat ve organize sanayi bölgeleri, inovasyon ve teknoloji, internet altyapısı ve yeşil dönüşüm, son olarak deprem bölgelerinde yapılması gerekenler olarak sıraladı.
Son dönemde ihracatı arttıralım gibi bir söylemin sıkça dillendirildiğini hatırlatan Sarıyar, “İhracatı arttıralım da Merkez Bankası verilerine göre şirketlerin yüzde 30’u potansiyelinin altında ihracat yapıyor. Organize sanayi bölgelerinin 28’i yüzde 50’nin altında dolulukla çalışırken, 26’sında hiç faaliyet yok. Katma değeri belli bir standarda taşımalıyız. Karar alıcılar maalesef ihracatı diğer parametrelerden bağımsız ele alıyor. Oysa alamazsınız. Sanayi altyapıları 81 ile dengeli dağılmalı. Küresel değer zincirleriyle entegre olmalı. Büyük kentler dağılımda öne çıkıyor. Küresel değer zincirleriyle uyumlu ekonomik kalkınma modelleri oluşturulmalı. Atıl OSB’ler aktif hale gelmeli” dedi.
İnovasyon ve teknoloji konusunda ise üniversitelerle etkili iş birliği olması gerektiğini dile getiren Sarıyar, “Üniversiteler sanayiye daha fazla katkı sağlamalı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bu konuda gerçekleşen pilot çalışma yaygınlaşmalı. İnovasyon uzun vadeli büyümenin temel taşı. İnovasyon sadece büyük kentlerin ihtiyacı mı? 2. derece kentler de bu sisteme dahil edilmeli. Teknokentlere baktığımızda 2. Büyüklükteki kentlerde olumsuzluk var. Patent ortalaması bu kentlerde yüzde 1’in altında. Teknolojik girişimler, altyapılar yeterli gelişme göstermiyor. Start Up’lar da daha üst girişimi Scanne UP’lar da sadece 3 büyük şehirde var. Günümüzde iş gücü artık mobil hale geldi. OECD verilerine göre, uzaktan yapılan işler yüzde 30 orana sahip. Daha çok iş gücünü küçük şehirlere yaymak için kullanılıyor. Türkiye’nin mesafe alması gerekiyor. İnternet ve teknolojik altyapıda 178 ülke arasında 106. Sıradayız. OECD ortalaması olan yüzde 30’un altında bir durum. Avrupa’da son sıradayız. Şehirlere daha dengeli dağıldığı bir ekonomik sistem istiyoruz. Yeşil dönüşümde de ciddi bir yatırıma ihtiyaç var. OECD ülkelerinde sanayide kömür kullanımının yüzde 30’dan yüzde 9’a düşürülmesi hedefi var” diye konuştu.
Sarıyar, deprem bölgesine yönelik görüşlerini açıklarken, sanayi, tarım ve hayvancılığa dikkat çekti. Sarıyar şunları söyledi; “Deprem bölgesinde kısa vadede sonuç getirecek geçim kaynağı yaratacak alternatiflerin hayata geçirilmesi gerekiyor. İktisadi hayata geri kazandırmama gibi bir lüksümüz yok. Özellikle küçük sanayinin hayata geçirilmesi önemli. Çünkü onlar üretime başlamazsa büyük sanayinin ihtiyacı karşılanamaz. Hibeler arttırılmalı. Kredi vadeleri uzatılmalı. Tarım ve hayvancılık da üretime geçmeli. 3,5 milyon hektarlık tarım arazisi, 5 bin köy yeniden tarıma dönmek istiyor ama teçhizatı enkaz altında. Eğer bölge tarım ve hayvancılığı kısa, orta ve uzun vadede desteklenmezse gıda krizi, göç sorunu ile karşı karşıya kalacağız. Tarım arazilerini imara açarak, çarpık kentleşme, iklim krizi, gıda arzı sorunu, hayat hakkı sorununa davetiye çıkarıyoruz.”
Şehir ekonomilerinin olmazsa olmaz 4 temel prensibini belirleyen İBB Başkan Vekili Selçuk Sarıyar, bunları; ihracat ve organize sanayi bölgeleri, inovasyon ve teknoloji, internet altyapısı ve yeşil dönüşüm, son olarak deprem bölgelerinde yapılması gerekenler olarak sıraladı.
Son dönemde ihracatı arttıralım gibi bir söylemin sıkça dillendirildiğini hatırlatan Sarıyar, “İhracatı arttıralım da Merkez Bankası verilerine göre şirketlerin yüzde 30’u potansiyelinin altında ihracat yapıyor. Organize sanayi bölgelerinin 28’i yüzde 50’nin altında dolulukla çalışırken, 26’sında hiç faaliyet yok. Katma değeri belli bir standarda taşımalıyız. Karar alıcılar maalesef ihracatı diğer parametrelerden bağımsız ele alıyor. Oysa alamazsınız. Sanayi altyapıları 81 ile dengeli dağılmalı. Küresel değer zincirleriyle entegre olmalı. Büyük kentler dağılımda öne çıkıyor. Küresel değer zincirleriyle uyumlu ekonomik kalkınma modelleri oluşturulmalı. Atıl OSB’ler aktif hale gelmeli” dedi.
İnovasyon ve teknoloji konusunda ise üniversitelerle etkili iş birliği olması gerektiğini dile getiren Sarıyar, “Üniversiteler sanayiye daha fazla katkı sağlamalı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bu konuda gerçekleşen pilot çalışma yaygınlaşmalı. İnovasyon uzun vadeli büyümenin temel taşı. İnovasyon sadece büyük kentlerin ihtiyacı mı? 2. derece kentler de bu sisteme dahil edilmeli. Teknokentlere baktığımızda 2. Büyüklükteki kentlerde olumsuzluk var. Patent ortalaması bu kentlerde yüzde 1’in altında. Teknolojik girişimler, altyapılar yeterli gelişme göstermiyor. Start Up’lar da daha üst girişimi Scanne UP’lar da sadece 3 büyük şehirde var. Günümüzde iş gücü artık mobil hale geldi. OECD verilerine göre, uzaktan yapılan işler yüzde 30 orana sahip. Daha çok iş gücünü küçük şehirlere yaymak için kullanılıyor. Türkiye’nin mesafe alması gerekiyor. İnternet ve teknolojik altyapıda 178 ülke arasında 106. Sıradayız. OECD ortalaması olan yüzde 30’un altında bir durum. Avrupa’da son sıradayız. Şehirlere daha dengeli dağıldığı bir ekonomik sistem istiyoruz. Yeşil dönüşümde de ciddi bir yatırıma ihtiyaç var. OECD ülkelerinde sanayide kömür kullanımının yüzde 30’dan yüzde 9’a düşürülmesi hedefi var” diye konuştu.
Sarıyar, deprem bölgesine yönelik görüşlerini açıklarken, sanayi, tarım ve hayvancılığa dikkat çekti. Sarıyar şunları söyledi; “Deprem bölgesinde kısa vadede sonuç getirecek geçim kaynağı yaratacak alternatiflerin hayata geçirilmesi gerekiyor. İktisadi hayata geri kazandırmama gibi bir lüksümüz yok. Özellikle küçük sanayinin hayata geçirilmesi önemli. Çünkü onlar üretime başlamazsa büyük sanayinin ihtiyacı karşılanamaz. Hibeler arttırılmalı. Kredi vadeleri uzatılmalı. Tarım ve hayvancılık da üretime geçmeli. 3,5 milyon hektarlık tarım arazisi, 5 bin köy yeniden tarıma dönmek istiyor ama teçhizatı enkaz altında. Eğer bölge tarım ve hayvancılığı kısa, orta ve uzun vadede desteklenmezse gıda krizi, göç sorunu ile karşı karşıya kalacağız. Tarım arazilerini imara açarak, çarpık kentleşme, iklim krizi, gıda arzı sorunu, hayat hakkı sorununa davetiye çıkarıyoruz.”
FACEBOOK YORUMLAR