KİN VE NEFRET

Salim Yılmaz

Hatırlanması kolay olsun diye son olaylardan başlayarak  vereceğim örnekleri..
Bir müftü bayram vaazında Selanik göçmenleri için sabetayist, deyip ekledi: ‘İstanbul’da Gezi olaylarında otellerinde barındıran kimdi? Gene Yahudilerdi. Şu an bir şirketin, bir takımın da başkanı. ‘ ( Açıklamasını aynen aldım. İmla ve anlam hataları tarafıma ait değildir. )
Bir ilahiyat profesörü ve ( eski ) baş imam laikliğin anayasadan çıkarılması gereğiyle başladı; İstanbul Sözleşmesi’nin fesih edilmesiyle ilgili :‘ Hamdolsun. Allah razı olsun. ‘ açıklamasıyla ( şimdilik ) bitirdi!.
Bir televizyon programı yapımcısı hem de canlı yayında: ‘Sivil öldürecek olsak Cihangir'den başlarız... Nişantaşı, Etiler... Bir sürü hain var. ‘ dedi!
Kadın bir yazar!  televizyonda  :‘ Biz ailecek donanımlıyız. 50 kişiyi götürürüz. ‘ açıklamasını yaptı.
Bir tıp doktoru, üstelik başhekim yardımcısı medeni kanuna verdi veriştirdi. O dönem ölüm döşeğinde olan Mesut Yılmaz için:‘  Bu arada İmam Hatip mezunu gassalimizin bir avuç dolusu pamukla Mesut Yılmaz'ı köşede sabırla beklediğini de ilave edelim. ‘ lafını etti.
Batı Cephesi Kumandanı, Cumhurbaşkanı İsmet Paşa için 1950 seçimleri kampanyası sürecinde askerlik yapmadı, diyenler oldu.
Bir vekil zamanında kendilerinin fişlendiğini öne sürerek: ‘ Şimdi de biz onları fişliyoruz. ‘ dedi.
Bir milli eğitim müdürü tarafından ‘’ Nutuk ‘’ sakıncalı yayın sayılarak dağıtımının yapılması engellendi.
Yine bir imam Ayasofya’yı müzeye çevirenler üzerinden kin ve nefret kustu. ‘Onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma. ‘ diye ( kendince ) dua etti.
Yetmedi kurucu liderler Atatürk ve İnönü için ‘ İki Ayyaş ‘ nitelemesi bile yapıldı..
Sevgili Dostlar.. Kin ve nefret hem bireyin kendi sağlığı hem de toplum sağlığı açısından sinsi bir virüs gibidir. Musallat olduğu her ne ise yiyip bitirir.
Toplumu kutuplaştırmak, adeta bir karpuz gibi ikiye ayırmak kimseye yarar sağlamaz.
İhtiyacımız olan altın, kindar nesil falan değildir.
Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş, ortak paydası vatan ve bayrak sevgisi olanlarla her türlü zorluğun yenileceğine dair inancım sonsuzdur..
Kinle, nefretle değil; sevgiyle kalalım…