En Büyük Bornovalı
Köşe Yazarımız Ferhan Tuna Solak ilk köşe yazısı ile yazar ailemize katıldı. Faruk Tuna Solak, en Büyük Bornovalı diye tanımladığı Homeros ve Bornova'nın tarihi ile ilgili yazdı.
Ferhan Tuna Solak'ın köşe yazısı şöyle:
" Bornova üzerine bir başlangıç yazısı yazalım diye düşünürken, tarihi araştırdım ve yeryüzünde yaşamış-göçmüş ya da yaşayan en büyük Bornovalı’yı buldum.
Bazı kendini bilmez tarih meraklılarına göre, öyle birinin yaşamadığına inanılsa da (Ki ben böyle bir iddiada bulunan biriyle asla arkadaşlık kurmam) bana göre yeryüzünde yaşamış en büyük Bornovalı Homeros’tur.
Kimine göre Atinalı, kimine göre Rodoslu, Kimine göre Sakız Adası’nda doğmuş ama bu topraklarda hemşericiliği en iyi biz bildiğimiz için, Homeros’u Bornovalı kabul ediyoruz.
Aşağı Makedonya doğumlu ünlü Filozof Aristoteles, Homeros’un doğumuyla ilgili efsanevi anlatımında, annesi Kriteis’in bir tanrı tarafından hamile bırakıldığını, sonrasında İzmir’deki Lidya Kralı Maion’un ona aşık olup sahip çıktığı ve doğum sırasında annesini kaybeden Homeros’a Meles’in çocuğu anlamına gelen Melesigenes adını koyduğundan bahseder.
Yaklaşık 15 sene önce Homeros’un aslında Bucalı olduğu, Kızılçullu’daki Tarihi Su Kemerleri civarında bulunan mağaralarda yaşamış olabileceği ile ilgili ciddi ciddi çalışmalar yapılmış olsa da Bornova’nın üstlerinde bulunan bir vadiye Homeros Vadisi adını verip çevre düzenlemesi yapıldıktan sonra artık Homeros’un tarih sahnesinde Bornovalı olduğu kabul edilmiş oldu. Tarihi değerler, aslında ona sahip çıkanlarındı, bu asırlardır böyle kabul görmüştü.
Bornova’nın artık her ne kadar denize kıyısı kalmamış olsa da, Homeros’un büyüdüğü yeri tarif ederken ‘Deniz dalgalarının okşadığı, kutlu Meles’in denizle birleştiği Smyrna(İzmir)’nın kucağında büyüdüm’ demiş olsa da; bu gözleri görmediği söylenen ozan, sonuna kadar Bornovalı’dır ve hep öyle kalacaktır.
İlk filozof, ilk şair, ilk yazar, ilk destancı, mitolojinin babası Homeros. Kitaplarıyla bütün dünyayı etkilemiş Homeros’un yazdıklarının günümüze kadar ulaşmasında elbette Bergama kağıdı olarak bilinen parşömenin büyük katkısı var. Bu özelliğiyle kutsal kitapları geride bırakıp dünyada en çok okunan kitaplar da Homeros’un elinden çıktı. Anadolu’dan beslenip, Homeros’un elinde pişmiş ve bütün dünyaya yayılmış İlyada ve Odysseia Destanları, insanoğlunun en değerli yazınsal varlıkları olarak kitaplıklarımızda duruyor. Nesilden nesile kaybolmadan geçecek kültürel aktarımımızın da doğal kaynak suyu olarak susuzluğumuzu gidermeye devam edecek.
Bir an durup düşündüm de, Homeros bugün Bornova’da yaşasaydı, ne yapıyor olurdu? Muhtemelen Ege Üniversitesi Hastanesi önünde siyah gözlüklerini takmış, elinde sopasıyla yere açtığı mendilin etrafını yoklayarak hikayeler anlatır olurdu. Belki de Manda Çayı kenarındaki son kalan küçük tarlasında sebze ya da çeşitli yeşil otlar ekiyor ve at arabasıyla Çamdibi sokaklarında onları satıyor olurdu. Tabi torunları tarafından, ‘Dede müteahhite verelim şu arsayı, 20 daire verecek bize’ söylemlerini duymazdan gelerek.
Yazı için başvurulan Kaynaklar:
İlyada – Homeros – İş Bankası Kültür Yayınları
Odysseia – Homeros – İş Bankası Kültür Yayınları
Düşün Yazıları – Halikarnas Balıkçısı – Bilgi Yayınevi
İzmir Dergisi Sayı-2
Hey Koca Yurt – Halikarnas Balıkçısı – Bilgi Yayınevi"