Çiftlik hayvanlarının verimliliği için bunlara dikkat
Çiftlik hayvanlarının sağlıklı ve verimli olması, genetik ve ıslah çalışmalarının yanı sıra bakım ve beslemenin iyileştirilmesi ile mümkün oluyor. Bu nedenle çiftlik hayvanlarının gereksinimleri doğrultusunda hayvanlara sağlanan yemlerin besleme değerleri ve uygun rasyonların hazırlanması gerekiyor. Çiftlik hayvanlarının verimliliği için püf noktalarını açıklayan Trouw Nutrition Türkiye'nin uzman teknik kadrosu, işletmelerin hayvanlar için silaj ve kaliteli kaba yem üretimi konusunda da bilgi sahibi olmaları gerektiğinin altını çiziyor.
Doğru bakım ve besleme çiftlik hayvanlarının gelişiminde büyük rol oynuyor. Bu noktada işletmelerin hayvanlar için silaj ve kaliteli kaba yem üretimi konusunda da bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Hayvansal ürünlerin gerek miktarına gerekse kalitesine olumlu ve ekonomik bir şekilde katkı sağlamak, hayvan beslemenin temel prensiplerinin iyi bilinmesi ve yetiştiriciliği yapılan hayvanlar için uygun yem ve yem katkılarının kullanılması ile mümkün oluyor. Trouw Nutrition Türkiye’nin uzman teknik kadrosu, çiftlik hayvanlarının verimliliği için püf noktalarını anlattı.
Süt sığırlarında canlı ağırlık kaybı ve sindirim sistemi bozukluklarını azaltmak önemli
Süt sığırlarının besin madde gereksinmeleri laktasyonun başından kuruya çıkıncaya kadar geçen dönemde büyük değişiklik gösterebiliyor. Bir süt sığırı laktasyonun pik döneminde, laktasyonun son dönemine göre 3 ila 10 kez daha fazla proteine ihtiyaç duyabiliyor. Laktasyonun başında süt sığırlarının besin madde gereksinmesinin dengelenmesi ise oldukça zor olabiliyor. Çünkü doğumdan sonra süt verimi 8 ve 10’uncu haftada pike ulaşırken, kuru madde tüketimi ancak 12 ve 15’inci haftalarda pike ulaşıyor. Laktasyonun başında meydana gelen süt verimi ve kuru madde tüketimi arasındaki bu dengesizlik süt sığırlarının 8 ila 10’uncu haftalarda negatif enerji dengesinin şekillenmesine neden oluyor. Bu nedenle, süt sığırlarının sağlıklı ve verimli olması için hayvanların besin madde gereksinmelerini dengeli bir şekilde karşılamak ve bu arada canlı ağırlık kaybı ve sindirim sistemi bozukluklarını minimize
ederek hayvanın sağlığını korumak gerekiyor.
Genotipik değeri düşük olan hayvanların verimliliği de azalıyor
Hayvanların tükettikleri yemi en iyi şekilde verime dönüştürme kabiliyetine sahip genetikte olmaları sağlıklı gelişimde önem taşıyor. Genotipik değeri düşük olan hayvanların verimleri de düşük oluyor. Bu nedenle yüksek verimli hayvanlar kadar yem tüketmelerine karşın bu hayvanlarla sağlıklı ve verimli bir yetiştiricilik yapılması zorlaşıyor. Genetik ve beslemenin yanında süt sığırcılığının yapılacağı işletme koşullarının yükselti, bitki örtüsü ve iklim koşulları gibi çevresel faktörler bakımından da değerlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada işletmelerin iklim koşullarına uyum sağlayabilecek sığır ırkları ile çalışması verimlilik açısından fayda sağlıyor. Diğer önemli konulardan biri olan yönetim aşamasında ise sürü büyüklüğünün iyi ayarlanması, bu ayarlama yapılırken sürünün sürdürülebilirliği, işletmenin gelir – gider dengesi gibi unsurların da göz önünde bulundurulması önem arz ediyor. Hayvansal üretimde, en az girdi ile yüksek üretimi sağlayacak besleme ve yetiştirme programlarının uygulanması, yapılacak üretim faaliyetinin sağlıklı, verimli ve ekonomik olmasına imkan tanıyor.
Çevresel ve hayvana bağlı faktörler verimlilikte büyük rol oynuyor
Süt sığırlarında verim ve gelişime en çok çevresel ve hayvana bağlı faktörler etki ediyor. Çevresel faktörleri; işletmenin yapısı, kaba ve karma yem kaynakları, çalışan sayısı ve bilgi düzeyi, işletmenin bulunduğu bölgenin yapısı ve iklimi oluşturuyor. Hava sıcaklığında meydana gelen değişiklikler ve özellikle ani ısı değişimleri verimi olumsuz etkiliyor. Sıcaklığın 25°C’nin üzerinde olduğu zamanlar laktasyondaki süt sığırlarının metabolik ve fizyolojik faaliyetlerini yürütebilmeleri için gerekli olan enerji ihtiyacı, yani yaşama payı enerji ihtiyacı yüzde 30 oranında artıyor. Sıcaklık stresi altındaki hayvanlarda kuru madde tüketimi yüzde 2 ila 12 oranları arasında düşüyor ve yüzde 20 ila 30 oranlarında da süt verimi kaybı oluşuyor. Hava sıcaklığı 32°C’yi aştığında ise süt kaybının günde 5 ila 12 litreyi bulabildiği yapılan bilimsel çalışmalarda da gösteriliyor. Diğer taraftan hayvanların içinde bulundukları döneme göre yaşama ve verim payı, gebe ise gebelik payı besin madde ihtiyaçlarının karşılanmasını zorunlu kılıyor. Hayvanlardan beklenen performansın istenen düzeyde gerçekleşmesi için hayvanların dengeli ve yeterli beslenmeleri gerekiyor. Hayvana bağlı faktörleri ise ırk, canlı ağırlığı, içinde bulunan laktasyon periyodu, ilk damızlıkta kullanma yaşı, gebelik durumu, kuruda kalma süresi gibi unsurlar oluşturuyor ve tüm bu unsurlar da verimlilikte önemli rol oynuyor.