Bir Destandır ÇANAKKALE
Bornova Gündem Genel Kordinatörü Orhan Arslan, 18 Mart Çanakkale Zaferi'ni yazdı. Arslan, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıldönümü nedeniyle kaleme aldığı yazısında zaferi tekrar yaşattı.
Bir Destandır ÇANAKKALE
Bugün günlerden Çanakkale! Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı şehir. Bugün yok edilmek istenen bir ulusun Mustafa Kemal ATATÜRK komutasında şahlanarak o günün Düvel-i Muazzamasına karşı dünyada emsali görülmemiş bir zaferin temelinin atıldığı bir gündür.
ABD’nin askeri dergisi Military Review, 2021 yılı Ocak-Şubat sayısını Ulu Önder Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’ndaki dehasına ayırdı. “Atatürk’ün liderliğinden çıkarılacak çok ders var” tespitini yaptı. Binbaşı Eric Venditti imzalı “Gelibolu Kayası. Mustafa Kemal'in liderliği” başlıklı makalede, Atatürk'ün askeri dehası ve mücadeleci ruhu vurgulandı. Atatürk'ün liderliğinin aradan geçen yıllara rağmen, bugün bile ders olarak anlatılabilecek nitelikte olduğu belirtildi.
Makale, Ulu Önder Atatürk'ün Çanakkale Savaşı'nda 57. Alay'ın 261 rakımlı tepeye taarruzundan önce söylediği, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka güçler ve komutanlar gelebilir” sözleri ile başlıyor ve şöyle deniliyor: “Kimse isteyerek ölüm görevine, intihar etmeye gitmez. Ancak Kemal bir liderdi, Türk kültürün de askerler için bir çeşit onur kuralı vardı. Bir adam evine ya galip olarak dönerdi ya da şehit olarak şanlı bir şekilde ölürdü.”
Makalede, müttefik kuvvetlerin Gelibolu'ya çıkarma yaptığı 24 Nisan'da Türklerin bombardıman sesleri ile uyandığı ancak şansın, “Parlak zeka ve kuvvetli irade” sahibi yetenekli bir komutanla, Türklerden yana olduğu belirtildi. Düşman, Arıburnu'na çıkarma yaptığında Atatürk'ün 7 kilometre ötedeki Bigalı Köyü'nde olduğuna işaret edilen yazıda, övgü dolu şu sözler yer aldı:
“Doğru zamanda, doğru enstrümanlarla, doğru yerdeydi. Ancak bu tek başına zaferi garanti etmiyordu, zafer lidere ve nasıl liderlik ettiğine bağlıydı. Operasyon sürecinde bir komutanın altı eyleminden beşini büyük etkiyle tatbik etti. Askerlerini motive etti, düşmanı durdurdu. Mustafa Kemal'in bu hamleleri, ilk saatlerde Türkler için savaşı kurtardı. Mustafa Kemal, savaşta yaşanan kaotik durumu iyi analiz etti, başarı için gerekli koşulları oluşturdu. Birliklerini doğru yönetti, cesur ancak hırpalanmış düşmana karşı taktiklerini sürekli geliştirerek kazandı. Çanakkale Savaşı'nın üzerinden 100 yılı aşkın süre geçmesine rağmen, Atatürk'ün askeri liderliğinden çıkarılacak çok ders vardır.”
Birinci Dünya Savaşı'nda ki pek çok cephe ve muharebe alanları arasında, tarafları en çok etkileyen, bugün de dünya tarih literatüründe en çok anılan cephe olan Çanakkale'de, dünya denizlerine çıktığından bu yana hiç yenilmeyen, bu özelliğiyle de "yenilmez armada" olarak tarihe geçen İngiliz donanması ağır bir yenilgiye uğratıldı. İngiltere, Fransa, İtalya'nın sömürge ülkelerinden getirdiği milletlerin çocuklarını savaşa sürmesinin yanı sıra kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ilk kez kullanılmasıyla da özel bir öneme sahip Çanakkale'de dünya muharebesi yaşandı.
Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde girdiği savaşlar, ülke içindeki karışıklıklar ve ekonomik sıkıntıların yanı sıra çeşitli sorunlarla uğraşan Osmanlı Devleti, girmek istemediği savaşa itilerek dahil edildi. Avrupa'daki savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine İngiltere, Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmayı amaçladı. Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'te Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yöneltti. Bütün planlarını önceden yapan ve kesin kazanacağını düşünen İngiltere donanması, Türk milletinin tecrübesi, bilgisi ve askerlerinin birikimiyle Çanakkale'ye gömüldü.
İtilaf devletleri, 12'si İngiliz, 4'ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muharip, 14 mayın arama tarama ve 1 uçak gemisinden oluşan donanmasıyla 19 Şubat 1915 sabahı, ''Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları''na bombardıman başlattı. Methal Grubu'nda Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale, Orhaniye bataryaları ile Erenköy civarında yerleştirilmiş bir kısım seyyar obüs bataryası, Merkez Grubu'nda ise Anadolu ve Rumeli bataryaları bulunuyordu. Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ikinci bombardıman 25 Şubat'ta yapıldı. 26 Şubat-17 Mart arasında ise itilaf devletleri donanması ileri teknoloji sistemleriyle mayın arama taraması gerçekleştirdi. Ancak 17-18 Mart gecesi Binbaşı Nazmi Bey ve Yüzbaşı Hakkı Bey'in komutasındaki Nusrat Mayın Gemisi, Erenköy koyuna ve Boğaz'a mayın döşedi.
18 Mart günü zorla geçiş için saat 10.30’da zırhlılar Boğaz’a girdi. Uzun menzilli 38 cm.lik toplarla boğaz tahkimatına bomba yağdırmaya başladılar. Sayıca da az olan Türk topçuları menzil yetersizliğinden başlangıçta cevap vermeseler de menzile giren gemiler yoğun bir şekilde ateş altına alınıyordu. İlerleyebilen gemilerden Bouvet zırhlısı, her na kadar boğaz mayınlardan temizlense de Nusret mayın gemimizin döktüğü mayınlardan birine, saat 14.10 sularında çarpıp sulara gömülmüştü. Ardından Agamemnon, Suffren ve Gaulois zırhlıları Türk topçusu tarafından ağır bir şekilde yaralanmış, 16.00 sularında da iki zırhlı daha (Inflexible ve İrresistible) mayına çarparak biri batmış, diğerleri de görev yapamaz hale gelmişti. Saatler 17.50’yi gösterirden bu yenilmez armada yenilgiyi kabul edip boğazdan çekilmeye çalışırken bir zırhlı daha (Ocean) Nusret’in mayınlarından birine çarparak boğazın derin sularına gömülmüş ve mağrur düşman Çanakkale Boğazı’nı gerçek sahiplerine terk etmek zorunda kalmıştı. 6.5 saat süren savaş sonunda yenilmez armada savaş gücünün üçte birininin yanında 900 askerini de kaybetmişti. Bizin kaybımız 58’i şehit, toplam 132 olmuştu. O günün Düvel-i Muazzaması İngiliz ve Fransızlar; Birinci Cihan Harbi’nin ilk yenilgisini Çanakkale’de, Kahraman Mehmetçiğinin azim ve kararlılığı karşısında tatmıştı. “Çanakkale Gezilmez”di, geçemediler. Ardından Çanakkale’yi geçmeyi Düvel-i Muazzama bir daha deneyecek, Gelibolu’da da tarihin karşılarına çıkaracağı asrın en büyür Komutanı Mustafa Kemal ve onun kahraman askerleri karşısında bir daha kaybedecekti. Olağanüstü anların yaşandığı bu zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti ve Çanakkale'nin geçilmezliği tüm dünyaya ispat edildi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107 nci yıldönümünü büyük bir coşku ile kutlarken bu Yüce Vatan uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.